Balıkesir Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Çetin, üretici ve çiftçilerin yaşadığı sorunları dile getirdi, hükümetin acilen atması gereken adımları tek tek sıraladı. Gazeteci Arzu Güler ve İlkan Toprak’a konuşan Başkan Çetin, süt-yem arasındaki paritenin uygulanması yanı sıra tarlaya ürün ekilmeden önce fiyat belirlenmesi gerektiğini söyledi ve seçim öncesi üreticiye verilen vaatlerin gerçekleştirilmesini istedi.

Balıkesir Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Çetin, tarım ve hayvancılığın sorunlarını sıraladı. Çözüm için atılması gereken adımları anlatan Başkan Çetin, özellikle Türk çiftçisinin topraktan uzaklaştığına dikkat çekerek, yeni bir tarım politikasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

 

Başkan Çetin, açıklamasında özetle şu ifadelere yer verdi: “Balıkesir tarımında gerçekten yetişmeyen tek çay kaldı. Yetişmeyen mahsulümüz yok, muz dahil yetişmeye başladı. Tarımda bir planlama olması lazım. Bu planlamayı ülke olarak çok iyi yapamadık. Önce taban fiyattan bahsedeyim. Ekimden önce taban fiyat belli olmalı ve çifti buna göre yönlendirilmeli. Açıklanan fiyatlar hasat zamanına doğru revize edilmeli, devlet de çiftçiye bunun garantisini vermelidir. Çiftçi hasata başladıktan sonra taban fiyat veriliyor. Hal böyle olunca üretici önünü net göremiyor. Tarımda uzun vadeli plan ve program yok. Daha önceden çiftçiye kırmızı mazot verilecek vaadi olmuştu. Teknelere, gemilere verilen mazot çiftçiye verilmedi.”

 

“PARİTE OTURTULURSA SÜT DE DÜŞER YEM DE”

Hayvancılık hakkında da konuşan Borsa Başkanı Mehmet Çetin, kesim fiyatlarında dalgalanmanın çok fazla olduğuna dikkat çekti. Süt-yem paritesinin öneminden bahseden Çetin, çiftçinin 1 litre çiğ süt sattığı zaman 1,5 kilogram yem alması gerektiğini ifade etti. Çetin konuşmasının devamında; “Hayvancılıkta Balıkesir, Türkiye’yi doyuran şehir diyoruz ancak dalgalanma çok fazla oluyor. Yılbaşında kesim fiyatı 100 lira, 105 liraydı ve biz zarar ettik. Zarar ettik ama piyasa şartlarında biz sütümüzü, etimizi maliyeti fiyatına yapamayacak insanlar değiliz. Bizim kâr koyup satma şansımız da yok. Gidip mecburen zararına satış yapıyoruz. Şu an olan et fiyatları az da olsa kazandırıyor. Sütte 9 ayda 50 kuruş bir zam oldu.”

Konuşmasında hammaddenin yurt dışından geldiğini bunda döviz üzerinden ödemesi yapıldığını söyleyen Başkan Çetin, dövizin yüksek olmasının girdi maliyetlerini arttırdığını ifade etti. Çetin, tüm bu sonuçlar neticesinde üreticinin girdi maliyetlerinin yüksekliğine dikkat çekerken sözlerini şu şekilde tamamladı; “Hammadde temininin %65’i ithal olarak gelmekte. Bu yüzden döviz arttığı zaman yem fiyatları da artıyor. Yem fiyatları istikrarlı giderse süt fiyatları da normal kalır. Belli bir parite konulması gerekiyor. Çiftçi, 1 litre çiğ süt satışından elde ettiği gelirle 1,5 kilogram yem alabildiği taktirde para kazanmaya başlar. Bu parite oturtulduğu zaman da süt fiyatı düşerse yem fiyatı da düşer. Bunun uygulamaya geçmesi için yetkililerle çok defa konuştum fakat hep lafta kaldı. Süt üreten insan hiçbir zaman ürününün fiyatını koyamıyor. Bu durumda çiftçi zarar ettikçe bir döngü başlıyor. Hayvan ithal ediliyor, çiftçi zarar ederse hayvanı kesime yolluyor. Hayvan azalınca süt üretiminde açık oluyor ve biz tekrardan hayvan ithal etmeye başlıyoruz. Bizim iç piyasada kendi kendimizi çevirmemiz lazım. Hayvanlarımızı kendimiz üretmemiz lazım. Kendi üreticimizi desteklememiz lazım. Destekler yeterli değil. Tarım kredileri enflasyona göre yükseltilmelidir” dedi.

 

HABER: DOĞANCAN BALIK