Yakın tarihte Rusya-Ukrayna ve İsrail-Filistin savaşlarına tanıklık ettik. Savaşın rengi hep aynı oluyor ateş ve kan..

Bu savaştan en çok etkilenen ise her zaman masum çocuklar oluyor.

Savaş, insanlık tarihindeki en yıkıcı ve acı verici olaylardan biridir. Ancak savaşın yıkımı sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal ve psikolojik boyutlarıyla da derin izler bırakır. Bu izlerin en masum ve savunmasız taşıyıcıları ise şüphesiz ki çocuklardır.

Çocuklar, savaşın vurduğu ilk ve en masum kurbanlardır. Savaş, onların güvenli ortamlarını, eğitim haklarını, sağlık hizmetlerini ve en temel insani ihtiyaçlarını bile ellerinden alır. Bombaların düşmesi, evlerinin yıkılması, aile üyelerinin kaybedilmesi, açlık ve hastalık gibi travmatik olaylar, çocukların hayatlarını alt üst eder ve geleceklerini belirsiz kılar.

Savaş, çocukların psikolojik sağlığını da derinden etkiler. Travmatik olaylar, çocukların zihinsel ve duygusal sağlığını olumsuz yönde etkileyerek, depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlara neden olabilir. Bu çocuklar, yaşadıkları korku ve acıları işlemekte zorlanırken, normal bir çocukluk yaşayamazlar ve geleceklerinden umutsuzluğa kapılabilirler.

Ancak tüm bu zorluklara rağmen, çocuklar savaşın yıkıcı etkilerine karşı inanılmaz bir direniş gösterirler. Onlar, umutsuzluklarının ortasında bile umudu yeşertmeyi başarır, dayanıklılıklarıyla hayranlık uyandırırlar. Savaşın gölgesinde bile gülen yüzleriyle, geleceğin inşasında önemli bir rol üstlenirler.

Savaşın çocuklar üzerindeki etkisi, sadece o an yaşanan acılarla sınırlı değildir. Bu çocuklar, büyüdüklerinde yaşadıkları travmaların izlerini taşıyarak, toplumların yeniden inşası ve barışın tesisi için çaba harcarlar. Dolayısıyla, onların yaşadığı acılar ve gösterdikleri direniş, sadece bugünü değil, geleceği de etkiler.

Bugün, savaşın gölgesinde yaşayan milyonlarca çocuğun sesi olmalıyız. Onların haklarına saygı göstermeli, korunmalarını sağlamalı ve gelecekleri için umut verici bir ortam yaratmalıyız. Çünkü savaşın çocuklar üzerindeki etkisi sadece bir neslin değil, tüm insanlığın sorumluluğudur.

Saygılarımla.