İlişkilerimiz genellikle hep bir menfaat, bir çıkar karşılığında devam ediyor, ne yazık ki…

Maalesef kim ne derse desin, düzen böyle gelmiş böyle de gidiyor!..

Sen iyiysen ben de iyiyim, sen kötüyse ben de kötüyüm. Ararsan ararım, aramazsan hiç aramam. Daha da açarsak, kendi anasına babasına bile menfaat karşılığı bakanlar, parası varsa bakanlar, parası az ya da hiç yok ise türlü bahane ve mazeretler öne sürüp bakmayanlar ya da parası olsa bile bakmak istemeyenler…

Örnekler böyle uzar ve derinleşip gider…

Ama dinlerseniz, öyle bir konuşurlar ki, mangalda kül bırakmazlar!..

Efendim, ilişkilerde menfaat olmaz, karşılık beklenmez, sevgi- saygı ve güven her şeyin başıdır, her şey Allah rızası için yapılır…

Falan filan!..

Zannedersiniz ki karşınızda hakikatli bir insan duruyor. Aksine kendi çıkarlarını düşünen ama dost canlısı gözüken bu tarz insanlar, en ufak bir ters düşmede gerçek yüzlerini gösteriverirler. Yaptıkları en ufak bir iyiliği bile başa kakarlar!..

Yaptıklarını tek tek sayıp karşılığını beklerler!..

Sadece bu bile samimiyetsizliklerini görmek için yeterlidir…

Yapılan iyilikler hiçbir zaman başa kalkılmaz, kakılmamalı ister maddi iyilik olsun ister manevi. İnsan ne yaparsa yapsın, ilk önce Allah’ın rızası gözeterek yapmalıdır. Dilinde olmamalı sadece, gönlüne de işlemeli Allah’ın rızasını!...

Böyle samimiyetsiz insanların davranışlarını çok basit buluyorum ve merak ediyorum, birine bir yardımda ya da iyilikte bulunurlarken içlerinden ne geçiyor, karşılığında ne bekliyorlar?..

İçten pazarlıklı, art niyetli bu tarz insanlar ilk etapta insana samimi, içten ve yakın dururlar. Ama içlerini kemirip duran fesatlık duygusunu da davranışları ya da sözleriyle kısa sürede açığa çıkarırlar. Herkese farklı konuşur, farklı davranırlar. Yüzüne başka arkandan başka konuşan, yüzüne gülüp arkanı döndüğün gibi dedikodunu yapan art niyetli insanlar; samimiyet maskesi altına gizlenip, çıkar peşinde olan, niyetini bilemediğimiz güven vermeyen insan tipleridir. Sınırlarımızı çizip uzak durmakta fayda vardır…

Hakikatli insanın özü de sözü de birdir. Arkandan konuşmaz, yüzüne konuşur. Ne söylediyse O’dur, ‘NET’tir. Yaptığı bir iyiliği ya da herhangi bir davranışı karşılık bekleyerek yapmaz. Çünkü bunu ne kendine yakıştırır ne de vicdanına sığdırabilir…

Hakikatli insan; Sözde değil, özde insandır!..

“Asalet boyda değil, soydadır; incelik belde değil dildedir; doğruluk sözde değil, özdedir; güzellik yüzde değil yürektedir!..“  Hazret-i MEVLANA