Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’nde konuşan Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, Balıkesir’in Türkiye’yi doyuran şehir olarak kalması için su kaynaklarını koruması gerektiğini belirtti. Başkan Kula, su krizinin kapıda olduğunu hatırlatarak, damlama sulama sistemi kullanan ile vahşi sulama yapanlar arasında ayrı ücretlendirme yapılması gerektiğini savundu.

Balıkesir Ticaret Odası (BTO) ve Ekonomi Gazetesi işbirliğinde yapılan ‘Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’ dün Ticaret Odası hizmet binasındaki Barış Aydın Toplantı Salonunda yapıldı. İş dünyası ve kamu kurum müdür ve temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği zirveye Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Çetin, Balıkesir Esnaf Odaları Birliği (BESOB) Başkanı Fehmi Erdem, Ziraat Odası Başkanı Rahmi Demirbay, Tarım İl Müdürü Erkan Alkan ve davetliler katıldı.

Zirveye ev sahipliği yapan ve açılış konuşmasını gerçekleştiren Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, “Su varsa tarım var, su varsa hayvancılık var, su varsa sanayi ve üretim var, su varsa hayat var. Bu yüzden suya sahip çıkmalıyız” dedi.

Tarımdaki vahşi sulamanın doğaya ve ürüne verdiği zararlardan bahseden Kula, Balıkesir’in Türkiye’yi doyuran şehir olarak kalması için suyuna sahip çıkması gerektiğini savundu. Kula ayrıca su krizinin kapıda olduğunu hatırlatarak, damlama sulama sistemi kullanan ile vahşi sulama yapanlar arasında ayrı ücretlendirme yapılması gerektiğini söyledi.

 

 

BALIKESİR’DE ÇAY DIŞINDA HER ÜRÜN YETİŞİYOR

Başkan Kula açılış konuşmasında özetle şunları dile getirdi: “Dünyada havaların ısınması, iklim krizi ile birlikte maalesef dengeler değişmeye başladı. Eskiden 4 mevsim yaşarken şimdi birden kıştan, yaza veya yazdan kışa geçer olduk. Konya Ovası’nda büyük obruklar oluşmaya başladı. Yeraltı sularımız bir hayli aşağıya indi. Sulama yapılan yerlere su verilemez hale gelmeye başladı ve bu önümüzdeki süreçte devam edeceğe benziyor.

Biz Balıkesir olarak her platformda söylüyoruz. Türkiye’yi doyuran il olarak gurur duyuyoruz. Eskiden çay, fındık ve muz yetiştiremiyorduk. Bugün geldiğimiz noktada muz Gönen’de yetişiyor, fındıkta Kepsut’un dağlarında yetişiyor. Sadece çay yetiştiremiyoruz. Çay dışında tüm tarımsal ve hayvansal maddeleri çok şükür Balıkesir olarak yetiştiriyoruz.

Bu sebeple Balıkesir olarak suyumuza sahip çıkmalıyız. Türkiye’yi doyurmayı, beslemeye devam edeceksek suyumuza sahip çıkmalıyız. Su kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız. Önümüzdeki yaklaşan bir su krizi yok, kriz maalesef kapımıza dayandı.

Türkiye’de kullanılan suyun yüzde 70’i tarımsal sulamada kullanılıyor. Bu tarımsal sulamadaki suyun yüzde 70’de maalesef vahşi sulama. Ben vahşi sulama yapan ile damlama su yapanların arasında ayrı ücretlendirme olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü damlama su yapanlar suyu hem tasarruflu kullanırken daha fazla verim alıyorlar, ancak vahşi sulama yapanlar ise suyumuzu boşa harcayıp heba ediyorlar ve daha az verim alıyorlar. Bunların mutlaka sulama bedellerinin ayrılması gerekiyor düşüncesindeyim.

 

İLK 3 AYDA 52 MİLYON

DOLARLIK İHRACAT YAPILDI

Balıkesir olarak gıda üretimin fazla olduğu bir il olarak geçtiğimi 3 ayda 52 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. İnşallah bu ihracat rakamlarını daha da yukarıya taşımayı hedefliyoruz. 2023 yılında 1 milyar dolarla kapattık. İnşallah bu yılki hedefimiz yüzde 20’lik bir büyüme” dedi.

 

AKIN: “SU TASARRUFUNA YÖNELİK

PROJELERİMİZ HAZIR”

Zirvede daha sonra konuşan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, belediye olarak su tasarrufu konusunda projeleri olduğunu kısa süre içinde bu projeleri hayata geçireceklerini açıkladı. Göreve gelir gelmez baktıkları ilk konulardan birinin suyun verimli kullanımı olduğunu ifade eden Başkan Akın, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Suda büyük sıkıntı var. Sıkıntı ne tarımdaki vahşi sulama. Aynı sorun bizim Balıkesir içinde geçerli. Bunun dünyadaki uygulamalarını inceledik ve bir hedef belirledik bu hedef ışında da ilerliyoruz. Tarımdaki vahşi sulamayı damla sulama şekliyle ilerlemesi için bir yatırıma hazırlanıyoruz. Bu nedir vahşi sulama yapılan tarlalarda damlama sulama borularını çiftçimize ücretsiz olarak hediye edeceğiz. Aslında bu hediye çiftçinin bize hediyesi olarak dönecek. O suyun boşa harcanmasının önüne geçen bir yöntem. Bununla ilgili çalışmamız sürüyor.

Su hayattır. Bizde suyun yönetimi üzerine bir yol haritası belirledik. Suyu kaynağından itibaren en son noktaya kadar verimli olması üzerine çalışma başlattık. Ayrıca gri su kullanımını da önemsiyoruz. Neden yağmur suyu, atık suları bunların enerjiye dönüşümüne kadar bunları tasarruf öncelikli bir yol modeli izleyeceğiz. Bu konuda değerli hocalarımızdan destek alıyoruz. Balıkesir’i sürdürülebilir kavramını yüreğimize işledik. Her şeyi sürdürülebilirlik altına koyduğunuzda o sürdürülebilirlik kavramı değerini kaybediyor. Onun için o kavramın hakkını vere vere, verimli bir belediyecilik ve suyu ekonomik kullanan, yerinde kullanan anlayışı Balıkesir’de inşa edeceğiz” dedi.

 

VALİ USTAOĞLU: SU BİR HAYAT,

SU BİR YAŞAM, SU BİR MEDENİYET

Zirvede son protokol konuşmasını ise Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu yaptı. Vali Ustaoğlu, suyun insanlık ve yaşam için önemine değinerek tarım şehri Balıkesir’in su konusuna neden önem vermesi gerektiğini tek tek anlattı. Vali Ustaoğlu konuşmasında kısaca şunları söyledi: “Bugün insanlık tarihine baktığınızda insanlığın yerleşim yerleri genelde suların olduğu bölgededir. Mezopotamya Ovası, Dicle Fırat’ın beslendiği bölge insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Su aynı zamanda bereket ve rahmettir. Balıkesir tarih ve kültür şehri, Balıkesir’in en önemli özelliği ise tarım şehri olmasıdır. Türkiye’yi doyuran şehir dememizdeki tabir Balıkesir’e ayrı bir vizyon katıyor. İnşallah burada konuşulanlar, atılacak adımlar bu tarım şehrini ileriye taşımak adına fayda sağlayacaktır.”

 

HABER: İLKAN TOPRAK